Biz onlara sokak hayvanı desek de, onları sokaklar doğurmadı. Yüzyıllar boyunca onları evcilleştirerek bize muhtaç hale getiren bizleriz. Ve şimdi, 21. yüzyılda, sevgi verip almak dışında bir işlevleri kalmadığı için, onları görmezden gelemeyiz.
Biliyoruz, sokak hayvanları konusunda hepimizin kafası karışık. Hayvanseverler olarak biz bile çoğunlukla yanlış adımlar atabiliyor, onları korumaya çalışırken zarar verebiliyoruz. Ya da zarar verildiğini gördüğümüzde ne yapacağımızı bilemez halde olabiliyoruz.
4 Ekim Sokak Hayvanları Günü’nü bahane ederek, Haytap’ın hazırladığı faydalı bilgileri sizin için bir araya getirdik.
Şiddet uygulanan sahipsiz bir sokak hayvanı görürseniz…
Yapacağınız ilk şey, İstanbul’daysanız doğrudan yetkili olan Veteriner İşleri Müdürlükleri, başka bir şehirdeyseniz Tarım Orman Müdürlüğü ile iletişime geçmek. Bu kurumlar, 5199 no’lu yasa ve yasanın ilgili maddesi gereğince müdahale etmekle yükümlüler. Savcılığa suç duyurusuyla vakit kaybetmemenizi öneririz.
5199 ile uygulanacak cezaysa, idari para cezasıdır. Kişinin sabıkasına işlenmeyecek ve devlete gelir olacak gidecek bir ceza ödeyecektir.
Tarım Orman Müdürlükleri ya da bakanlıklara dilekçe vermek de yeterli olmaz. Muhakkak dilekçeye ve şikayete yararlı olacak ekleri de (fotoğraf, otopsi raporu, gazete küpürü, tanık gibi) dilekçeye ekleyerek teslim edin. Sosyal medya imzalarındansa, insanları faks çekme, mektup yazma, dilekçe verme konusunda örgütlemeye çalışın.
Şiddet uygulanan, öldürülen sahipli bir hayvan görürseniz…
Ceza davası açma yetkisi sadece savcıdadır. Bu yüzden savcılığa suç duyurusunda bulunmanız gerekiyor. Tüm delilleri dilekçenize ekleyerek savcılığa şikayette bulunabilirsiniz. Mümkünse bir avukatla birlikte başvuru yapın, daha etkili olacaktır.
Savcı davayı açarsa, ceza mahkemesine katılabilirsiniz. Burada da savcılık 5199 no’lu yasadan çok, TCK’nın 151/2 maddesi olan “Mala zarar verme”den dolayı dava açacaktır. Dava, canlarımız yasalarda mal statüsünde oldukları için bu şekilde işlenecektir. Her ne kadar sonuçta para cezasına dönüştürülse de, bu suçun 4 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olduğu için, sabıkaya eklenecektir. Ayrıca bu ceza davasını kazanırsanız, ileride hukuk mahkemesinde ayrıca manevi ve maddi tazminat davası açmanızda büyük fayda olacak ve sizin için kesin delil oluşturacaktır.
Yaptığınız başvuruyu mutlaka takip edin, sadece başvuruyu yapıp peşini bırakmayın. Emsal kararlar, mücadele etmeden maalesef çıkarılmıyor.
Eğer olay bir toplu katliamsa, yapan kişi ya da kurumu tespit ederek delil toplamaya çalışın (en zor kısım burası). Bu şekilde savcılığa görev ihmalinden başvuruda bulunabilirsiniz.
Yetkili ihbar kurumu, ceza kesecek kurum, Tarım ve Orman Bakanlığı’dır. Öncelikle kendilerini arayıp oraya ihbarda bulunun.
Sokakta yaralı bir hayvan görürseniz…
Yaralı bir hayvana tek başınıza müdahale etmemeye çalışın. Kedi, köpek ya da başka bir hayvan da olsa, can havliyle saldırgan olabilir. Kontrollü ve dikkatli olun, saldırgan olma ihtimalini ölçüp tarttıktan sonra, uygun görünüyorsa tek başınıza almayı deneyebilirsiniz.
Maddi durumunuz varsa profesyonel bir yardım alabilir, yoksa en yakın belediyenin Veteriner İşleri Müdürlüğü’nden yardım isteyebilirsiniz. Genelde belediyeler, Tarım Orman Su İşleri Müdürlükleri kendi görevleri kapsamında da olsa, telefonla ulaşılmaz olabiliyorlar.
Acil durumu atlattıktan sonra, sorumlu bir vatandaş olarak bölgenizdeki bu gibi kurumların çalışmaları konusunda, gerekiyorsa şikayet oluşturup daha iyi çalışmaları yönünde baskı oluşturabilirsiniz.
Şikayet dilekçesi veriyorsunuz, ama devlet kurumları sizce harekete geçmiyor mu?
Devlet kurumlarının harekete geçmediğinin düşünülmesinin en büyük nedeni, yanlış makamlara başvuru yapılması. İkinci nedense, doğru yere başvurulsa da ilerleyişin takip edilmemesi…
Dilekçe vermek bu mücadelenin sadece başlangıcı. Pes etmeden mücadele eder ve olayı sıcak tutarsak, kazanma şansımız var. İl Tarım Müdürlükleri ve gerektiğinde savcılığa verilen dilekçelerden sonra mutlaka takibini de yapmalı; girişken olmalı ve soruşturan kişi rolünüzü bırakmamalısınız.
Evdeki hayvanlarınızı biri zabıtaya şikayet ederse, zabıta evin içinden tahliye yapabilir mi?
Pratikte insanlar mahkemeye gitmeyi masraflı ve külfetli buldukları için, önce zabıtaya yöneliyorlar. Zabıta da yanlış uygulama sonucu böyle bir uygulama yapabileceğini sanıyor. Oysa zabıtalar sadece hijyen koşullarına uymama, temizlik kurallarına aykırılık gibi sebeplerle idari para cezası kesebilir (bu karara da itiraz etme hakkınız bulunuyor). Bilinçli olun, yasal haklarınızı bildiğinizi, aksi takdirde görev ihmalinden ve yetki aşımından savcılığa başvuracağınızı söyleyin.
Sahipli bir hayvana gerekli bakım yapılmadığını ya da hayvanın kötü muamele gördüğünü fark ettiyseniz…
Sahipli bir hayvanı kişiye ait ev, bahçe, dükkan gibi bir yerden direkt siz alırsanız, suçlu olursunuz. 5199 sayılı kanun yönetmeliği ilgili maddelerince, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile birlikte denetlemeye giderek şartların kötülüğünü tespit ederseniz, Müdürlük tutanak ile hayvana el koyabilir ve onu size ya da bakımevleri yetkilisine tutanakla teslim edebilir. Sahibine de idari para cezası verilir. Eğer hayvanın bulunduğu ortamda kimse yoksa ve hayvanın hemen alınması gerekiyorsa, polisle birlikte alabilirsiniz.
“Su-mama kabı koydum” ya da “hayvan besliyorum” diye hakarete ve tacize uğradıysanız…
Mülkiyet hakkı ve komşuluk hukukuna aykırı davranmamak kaydıyla, sokakta hayvan beslemek suç değildir. Ancak bunu yaparken çevremizdeki insanların yaşam hakkına, temizlik, hijyen kurallarına uymamız gerekiyor.
Bütün bunlara rağmen tacize uğrayıp hakarete maruz kaldıysanız, hemen polise başvurup yapılan hakaretleri, iftiraları, mümkünse şahit isimleriyle anlatmanız gerekiyor. Eğer darp olayı varsa, muhakkak devlet hastanesinden rapor alınarak polise şikayet edilmesi ve raporun da ek olarak sunulması gerekiyor.
Kedi ve köpekleri kısırlaştırmak doğaya aykırı mıdır?
Yaban hallerinden uzaklaştırarak evcilleştirdiğimiz, üstüne bir de sokakta, doğal olmayan ortamlarında bıraktığımız bu canlılar sokakta yemek bulma, su bulma, hastalık gibi problemlerle boğuşuyorlar. Onları evcilleştiren ve kendimize muhtaç bırakan bizleriz. Şimdi onları kısırlaştırarak, aşılarını yaptırarak ve hayvan düşmanı insanlara, kurumlara karşı yaşam haklarını inatla savunarak az da olsa onlara olan borcumuzu telafi edebiliyoruz.
Kediye süt, köpeğe kemik vermeli miyim?
Köpeklere ve kedilere tavuk kemikleri verilmemelidir. Tavuk kemikleri hem besleyici değildir hem de özellikle pişmişse cam gibi sertleşir ve hayvanların iç organlarına zarar verebilir. Aynı durum balık kılçığı için de geçerlidir. Süt konusuna gelince, süt yerine yoğurt, kefir ve tuzsuz peynir tercih edilebilir. Çünkü sütteki laktozun sindirimi, kediler için oldukça zordur.